BAHAR OLUR

Boynuna zamanın ihanet kılıcı çalınır, gün akşama döner ve hayallerim bir bir yıkılır karanlığa. Ben sevda fukarası, yüreğim kanar geceye. Bir bahar olur, alır umutlarımı yağmur ıslaklığı. Kahverengi bir hayat yazılır kaderime. Bağrıma yumrukları balyozlanır yıldızların, boğazıma karanlığın acımasızlığı düğümlenir.
Bahar olur, bir fidan toprakla kucaklaşır. Ilık bir esinti yalar saçlarını güneşin ve kahverengi umutlar gökyüzünde eleğimsağma.
Beceriksiz tebessümler gezinir dudaklarımda. Gözlerimde karanlığın ışıltısı. Yarim yarımdır, solyanım, kahverengimdir. Elleri kuşkanadı. Nazenin bir tebessümdür dünyaya gelişi. Bağrıma bastığım yalnızlığımdır. Garibim, geceden emzirilen çocuk ağlaması gibi. Yorgunum cesedin toprağa bulanması gibi.
Bu mevsimde de içimde bir sevdanın haz veren yangını. Bu mevsimde de kafdağının ardında umutlar. Gelirse bu mevsimde gelir demiştim, mutluluk kokan kahverengi yaşamlar ama bir kahverengi dağ devrildi sanki üzerine hayatımın. Nefes alamıyorum…
Bedestende mi sattı insanlar merhametlerini, bilmem. Merhamet, sokakta yalnız başına soğuğu soluklayan kahverengi gözlü çocuğun düşlerindeki annesidir. Merhamet, arayıp arayıp bulamadığımdır.
Belki de kırmızı güller açmamalı aşka dair, belki de yaşanmamalı böyle bu kadar yangını ciğerlerinde hissederek. Belki de hep yağmur yağmalı ateşin üzerine ve gözyaşlarım ıslatmalı bulutları bile. Buruk bir tat almalıyım belki de hep bu yaşamaktan. Avurtlarım şişene dek, sesim kısılana dek çığlık atmalıyım belki de, kim bilir. Kim bilir belki de toprağa çevirmeliyim kahverengi gözlerimi ve avuç avuç toprak içmeliyim kana kana.
Boğuluyorum, aldığım nefes yetmiyor artık. Ayaklarım yürümüyor yaşamaya. Yoksa ölmeye mi hep bu adımlar ? Ölüme mi gidiyor bu hayat yoksa yaşama mı ? Bilmiyorum bu hayatı bu şekilde yaşamayı, bilmiyorum. Seni bulmayı ve sende ölmeyi istiyorum sadece. Sadece sıcaklığında erimeli ve sıcaklığında bulmalıyım kendimi. Kendim olduğumu bilmeli ve sen olmalıyım, ben olmalısın. Kim bilir.
Bahar olur, yıldızlar üzerime yağar umarsızca. Mor bir menekşe ayaklarını öper sevgilinin. Bahar olur, Sürgün tutmuş bir ayrılığın elleri, boğazıma düğümlenir. Yosun kokan kıyılarda sarmaladığım sevgilinin hayali dikilir şimdi karşıma. Gözlerinde hüzün, gülüşünde hüzün, yüreğimde hüzün…
Koca dünya, devrilir üzerime ansızın. Kahpe bir ayrılık yazılır kaderime. İnce bir titreme dudaklarımda. Dokunsalar lavlar fışkırır gözlerimden damla damla. Kül rengi hayaller dolaşır dimağımda. Hani söz vermiştin, ayrılık yazılmayacaktı bir daha sevdamıza, hani söz vermiştin…
Ey gidi kara gecelerin yoldaşı ayrılık, ne zaman nazenin sevgilinin ceylan gözleri düşer üzerime ne zaman söyle. Ne zaman uçmaktan vazgeçecek alıcıkuşlar tepemin üstünden ne zaman söyle.
İçimde amansız bir yangın, dudaklarımda hep ayrılık türküleri ne tadını alırım yaşadıklarımın ne de yaşadığımı bilirim. Körolası bir ayrılık yazılmış ki anlıma anlatamam.
Yağmuru içsem avuç avuç kandırmaz beni, yarin gözlerinin ışıltısı kadar.
Neredesin gülüm, nerede içimi titreten bakışların, nerede söyle ? koşsam ulaşabilir miyim yanına, uzatsam ellerimi tutabilir miyim ellerinden. Bir damla gözyaşında boğabilir misin beni söyle ?
Bahar, yağmur yağmur ıslatmış toprağı. Bahar tüm ihtişamıyla içime işlemiş. Buz kesmiş yeryüzü buz kesmiş damarlarım. Damarlarımda birikmiş sevdan.
Bahar olmuş, erimiş karı dağların. Bahar olmuş, toprak kokmuş yeryüzü sen kokmuş. Ayrılık ölüm gibi üzerime çökmüş. Sensizlik, bahar tadında acı çekmek olmuş.
Gözlerine düşmüş ilkin bahar sonra yeryüzüne… sonra yüreğime, sonra zerre zerre ruhuma işlemiş.
Faydası yok, sensiz geçecek günlerim bilirim. Faydası yok, damarlarıma kadar işlemiş hayalin. Gün geceye devrilmiş, gözlerin ruhuma işlemiş, ellerin düşlerime. Ellerin, düşlerim ve sensizliğim. Bahar üzerime devrilmiş ansızın.
Mağduru olmuşum sensizliğin, acemisiyim kimsesizliğin. Kimsesizim, sensizim uzat ellerini de dirilsin düşlerim, hadi uzat ellerini toprak olmasın bedenim.

Paylaş